Bu çalışma yeni bir teori olma iddası taşıyıp ilişkilere ve ilişkiler özelinde yaşama ve süreçlere yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefl emektedir.

İlişkilerde ola gelenlere dair bu güne kadar kullanılan kavramlar ve bu kavramların ilişkileri yanlış yorumladıkları, ilişki için kullanılan bir çok kavram ve kavram çevresindeki tanımlamaların,yada meteforik algılamaların ilişkinin doğasını yeniden tanımlamakta eksik,yetersiz yada yanlı kaldığı iddiasını taşımaktadır.

İlişkisel bükülme teorisi ,İlişkiler sürecinde ki tüm yaşam evrenini kapsamaktadır,özelde ise birey,aile ve çift sürecinde ilişkilerde ola gelen şeyin bir bozulma,yıkım,ayrılma vb olmadığı iddiasında olan bu çalışmada bu süreç ilişkisel bükülme teorisi içinde yeniden çerçevelenmektedir.

Bu teori genel söylemi ile ilişkilere tahmin edilemeyenlerin yön verdiğini, tahmin edile gelenin ise sadece varsayım olduğu iddiasında olup, varsayımsal çabaların ilişkilerin doğasında belirleme çabası bir bükme çabası olarak dillendirilmektedir. Bu çalışma özellikle aile ve çift terapisinde, ve bütün psikoterapi süreçlerinde yeni bir dilin kullanılması iddiasındadır.

İlişkisel bükülme yolu ile terapistin müdahalesinin de bir büküm çabası olduğu ve bu çabanın yeniden ve daha farklı tanımlanması gerektiği düşünülmektedir.

V.Ulusal Aile Terapileri Kongresinde katılmada ki hedef ise; fi kir temelli olan bu çalışmanın katılımcıların görüşlerine sunulmasıdır.