Alman filozof ve psikoterapist Bert Hellinger’in geliştirdiği Aile Dizimleri metodu, sorunu ele alınan bireyin güncel ya da köken ailesinin veya ait olduğu sistemin temsili olarak dizilmesine-görüntülenmesine dayalı bir grup psikoterapi yöntemidir.
Dizimlerin temelini oluşturan sistemik fenomenolojik yaklaşım, aile sisteminin dolaysız fakat sevgi düzenleri çerçevesinde algılanmasına dayalıdır. Dizimi yapılan aileye mevcut teorilerin, açıklama ve yaklaşımların ötesinde doğrudan ve kendi içinde ‘bakılır’. Böylece sergilenen durum, hazır şablonlara zorlanmaksızın ilk elden görülür, kavranır. Kilitlenmelerin çözümünede aynı şekilde her seferinde birey ve ailenin özgül durumundan hareketle ulaşılır.
Tüm dünyada yankı uyandıran bu yaklaşım, içinde bulunduğumuz sistemdeki en derin dinamiklere erişebileceğimiz bir süreçtir. Bu dinamiklere eğilmenin ardındaki amaç, hastalıklar, depresyon, endişe, korku, mutsuzluk, bağımlılıklar ve yalnızlık gibi yıkıcı yaşam unsurlarında kişileri tuzağa düşürmüş olan, gizli kalmış sadakatleri ve bilinçaltındaki kimlikleri daha iyi anlamak ve açığa çıkarmaktır.
Bu yönteme göre, nesiller öncesinde aile üyelerinin yaşadığı ‘ağır travmalar’ bizlere atalarımızdan miras kalmaktadır. Hastalıklar ve yaşamsal başarısızlıklar tesadüfen ya da hastalıksı kolektif(ortak) bir bilinç olmaksızın oluşamazlar.
Aile içinde zamanında çözülememiş her blokaj bir sonraki kuşak tarafından bilinçsizce üstlenilmektedir. Kuşaklar arasında yaşanan kör bir sevgiye dayalı bu bilinçdışı aktarım, kişinin hayatının çeşitli alanlarında kilitlenmeler yaşamasına sebep olmaktadır. Geçmişte yaşanan tüm bu travmalar morfojenetik bir alanda kaydedilip, ailenin sahip olduğu kolektif vicdan gereği bilinçdışı bir şekilde yeni nesiller tarafından üstlenilerek ağır bedelleri çok uzun yıllar sonra bile ödenebilmektedir. Kolektif vicdan kör bir güdüyle aileden hiçbir üyenin dışlanmasına, haksızlığa uğramasına, acı, mağduriyet yaşamasına müsaade etmez.
Morfojenetik alan, ünlü İngiliz biyolog Dr. Rupert Sheldrake tarafından bulunmuştur. Bu teoriye göre kalıtım yalnızca genler yoluyla değil morfi k alanlar yoluyla da aktarılır. Bu alanlar, söz konusu türün kolektif belleğini oluşturur. Alan, türün her bir bireyi ile zenginleşirken her bireyde bu kolektif belleğe “bağlanır”. Dizim çalışmaları sırasında seçilen temsilcilerin, temsil ettikleri kişinin ailesinin çekim alanına (kolektif bellek) girip benzer patalojik davranışlar sergiledikleri gözlemlenmektedir.
Aile Dizimi yöntemi ile cinsellikten bedensel hastalıklara, ilişki sorunlarından bağımlılıklara kadar yaşa
|