|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Klinik Pratikte Post-Yapısalcı Söylem ve Kritiği
|
|
Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > V. ULUSAL AİLE VE EVLİLİK TERAPİLERİ KONGRESİ > Konferans Özetleri > |
|
|
|
Bu çalışmada, H. Maturana’nın kurumsallaştırdığı yapısal determinizmin, zeminde ve boyunca eşliğinde, yapısalcılıktan post-yapısalcılığa geçişin belirlemiş olduğu temaların, çağdaş psikanalizin projeksiyonunda ele alınması söz konusu olacaktır. Klinik pratikte, terapide; kişilerin gerçekliklerinde olası değişiklikleri sağlayabilme çabasında, gerçeklik algılarının değiştirilebilmesi öncüldür (gerçeklik konstrüksiyonu ilişkisinin değişimi için). Bunun için; terapötik bağlamda dil, iletişim, kişi ve dış gerçeklik örüntüsünde hangi parametrelerin belirleyiciliği olduğu ve bilinçdurum ve aktif oluştaki işleyiş tartışılacaktır.
Burada; çoklu gerçeklik içindeki danışan ve terapistin karşılıklı kendinden menkul manevrabilitesini okumak ve müdahale edebilmek için olanın çevirisini bir kez daha yapabilmek durumundayız. Bunun için J. Lacan, L. Wittgenstein, M. Foucault, T. Szasz, J. Derrida ve K. Popper gibi teorisyenlerin majör referanslarına gereksinimimiz vardır.
Burada söz konusu olan, yeni bir epistemoloji değil, farklı epistemolojilerin böyle bir çeviriyi mümkün kılabilirliklerinden yararlanmaktır. Bunu yaparken, inanılardan uzak ve seküler bir duruşu korumak; ilişki gerçekliğinin daha teknik, sistematik ve mekanik belirlenmişliğini daha isabetli okuyabilmiş olmayı getirecektir.
Karşılaşmayla başlayan belirlenmişliğin hızına ne kadar refl eks yakınlıkta olabilirsek, müdahalenin etkililiği o oranda artacaktır. Yapısal belirlenmişliğin fonksiyonel belirleyiciliği asıl terapötik uzay/zamanımızdır.
|
|
|
|
|